Bilindiği üzere Ardahan kültür evi dernek başkanı Tuncer Dağ Dernekler ve yasal sorumlulukları adlı bir kitap yazdı,

2012 yılında piyasaya sürülen bu kitabı edinip okuyunca yoğun çaba sarf edilerek üretilmiş bu kitap üzerine bir değerlendirmede bulunmak ihtiyacı hissettik.

Öncelikle bu alanda yazılmış ilk ve tek olması özelliğinin altını çizmek gerekir. Bu açıdan bakıldığında sadece Ardahan dernekleri için değil kurulmuş ve kurulacak olan tüm dernek federasyon ve STÖ ler için bir başucu çalışması olmuş. Bu kitabı her dernek başkanı okumalı ve derneğin arşivine kazandırıp mevzuatla ilgili her sorunda başvurulabilir kaynak olarak bulundurmalıdır.

Özgeçmişinde de anlaşılacağı üzere dernekçilik konusunda birikimli olmasına rağmen Bilgi kirliliğine meydan vermeden soru cevap şeklinde hazırlanmış olan kitabı kanımca yazarda bu amaca yönelik olmasını öngörmüş.

Özverili bir çalışmayla dernekçilik konusunda güncel bilgileri yasal mevzuatları dernekler için bir başucu kitabı haline getirmiş olan Tuncer Dağı tebrik ediyor ve kutluyoruz.

Kitabı okumaya başladığınızda STÖ ler ve Tuncer dağ başlıklı bir önsözle karşılaşıyorsunuz. Bu önsöz aynı zamanda kitabın editörlüğünü de üstlenen yirmi beş yıllık yerel gazetecilik birikimiyle tanıdığımız, Mustafa Küpeli tarafından kaleme alınmış. Bize göre en az kitabın yazarı tuncer dağ kadar özveri ve emek harcayarak hazırlanmış bu önsöz geçmişten günümüze sivil toplum örgütlerinin başardıkları, başaramadıkları

Olması gereken ve gerçekleşeni ortaya koyan muhteşem bir analiz olmuş. Hemşeri Dernekleri, engelli örgütlenmeleri, kent konseyleri, Türkiye deki derneklerin üye sayıları, AB raporundaki Türk STÖ leri, dünyada Türk diasporası devletin derneklere değişen bakış açısı gibi ara başlıklarla kaleme alınan bu önsöz sivil toplum örgütlülüğünün içinde olan her bireyin tekrar tekrar okuması gereken bir analiz niteliğinde.

Bu özverili çalışma sebebiyle Mustafa küpeliyi de tebrik edip kutluyoruz.

Son söz okuma alışkanlığının kıt olduğu toplumumuzda herkesin kendinde söz söyleme hakkı gördüğü, pek azının yazdığı sözün uçup yazının baki kaldığı, bir ortamda duyarlılıklarını ve birikimlerini çıkar odaklı olmadan özveri ve çabayla bir başucu kitabına dönüştüren Tuncer Dağ ve Mustafa Küpeliyi yürekten kutluyoruz.